11 Kasım 2012 Pazar

Battlestar Galactica Blood & Chrome

Sevgili Kobol sakinleri, Galactica ekibi, Capricalılar, Tauronlular ve hatta Cylon Basestar'daki tost makineleri; sonunda dizimize kavuştuk mu? Evet!

Webisode fragmanları ümit vaat ediyordu ve yayınlanan ilk iki bölümden sonra rahatça diyebilirim ki sonuç gayet iyi.


Arka planda meşhur müzik çalarken Adama geminin camından ilk kez Galactica'yı gördüğü sahnede duygulanmadıysanız "Get the frak out of here" diye atar bile yapabilirim. :) Açık ara en etkilendiğim sahne o oldu. "Old Lady"nin gıcır gıcır gençliğini görmek harika bir his.

Adama'nın Starbuck'ı neden kızı gibi gördüğünü gençliğini görünce iyice anladım. Akademiden yeni mezun olmuş gözükara ve doğal yetenek Husker hem ukala tavırları hem de gözüpekliğiyle Kara Thrace'i hatırlatmadı mı size de?


Caprica müthiş bir konuyu -Cylonların yaratılışı- maalesef akıcı olmayan bir tempoyla anlattığı için seyircinin ilgisini kaybetmişti. Blood & Chrome bu hatayı tekrarlamayıp belli ki aksiyona daha fazla yüklenecek. Sadece "dışın dışın" bir dizi olacak diye mızmızlanmadan Kobol Lordlarına rica edin de şu iş tutsun adam gibi dizi olarak izleyelim diyorum.

Bunun dışında pek sevgili Bear McCreary'nin müzikleri eşliğinde viper dalaşlarını izlemek, şıkır şıkır bir CIC ve Hangardeck görmek, Dradis sesi ve bunun gibi pek çok detay BSG'yi ne kadar özlediğimi hatırlattı. Uzun zamandır bir şeyi izlerken bu kadar heyecanlanmamıştım.


Malumunuz konu müthiş: 1. Cylon Savaşı sürüyor, Final Five henüz gelmedi ve Cavil onların hafızasını silip insanların içine atmadı. Umuyorum ki Saul Tigh'ı ve belki de beşliyi görme şansımız olur; özellikle Adama ve Tigh'ın dostluğunun başlangıcı en merak ettiğimiz konulardan biri.

O kadar çok şey var ki anlatılabilecek umuyorum ki bu yapım tutar ve biz de bol bol Galactica izleriz. So say we all!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder