5 Eylül 2012 Çarşamba

Max Richter - Vivaldi Four Seasons Recomposed

Bu sene en heyecanla beklediğim albümdü.

Değdi.

Zamanla giderek daha iyi fark ediyorum ki Max Richter hayatımdaki en önemli müzisyenlerden biri. November ile en güneşli günde bile kapalı bir kış gününü yaşatan, Sarajevo ile en zarif şekilde acıyı yansıtan, A Sudden Manhattan of Mind ile zihninizde bir yolculuğa çıkaran da hep onun ezgileri olur. Defalarca üstüste ya da farklı zaman dilimlerinde dinlediğinizde her zaman yeni bir nota yeni bir hayal keşfedersiniz.


Vivaldi'nin Dört Mevsim'i herkesçe bilinen önemli bir klasik. Kendi adıma İlkbahar ve özellikle de Sonbahar'a hiçbir zaman pek ısınamamışımdır. Belki de mevsimi yansıtan tınılarındandır ama her zaman Yaz ve Kış'ın yeri benim için hep ayrı oldu.

Ve Max Richter bu klasiği kendi tarzıyla yorumluyor. Sonuç: Tek kelimeyle muhteşem.

Sevmem dediğim İlkbahar başka bir şey olmuş, Yaz'ın en sevdiğim bölümü olan Presto'nun ortasından itibaren inanılmaz güzellikte bir özgün bölüm var. Summer Adagio yani albümdeki adı ile Summer 2 ise anlatılmaz, bambaşka bir güzelliğe dönüşmüş ve bence albümdeki en güzel eser.

Ansızın gelen not: Fikrim değişti, albümün en güzel parçası kesinlikle Summer 1. Sırf müziğin hissettirdikleri için bile ayrı bir yazı yazabilirim. İkinci yarıdan sonra gelen özgün bölüm son yıllarda dinlediğim en zarif ve güzel şey oldu.  Buyrun dinleyin:


Dört Mevsimin güzelliği her mevsimin ruhunu yansıtması ve döngüyü anlatması. Kimi zaman neşe içinde şakıdığımız anlardan en gözyaşlı anlara; öfkeden huzura her daim yaşadığımız ve yaşayacağımız sonsuz daireyi hiçbir söze ihtiyaç duymadan hissettirebilmesi.


Orijinal temaya sadık kalarak bu kadar özgün ve çarpıcı bir yorum yaratmak da elbette bu albümü özel kılan diğer bir etken.

Bu albümde mevsimler biraz daha farklı. Belki Yaz olmasına karşın Güneş bazen biraz daha solgun, Kış'ın ise karlar daha şiddetli yağıyor, Sonbahar'ın rüzgarının yanında yağmur var ama İlkbahar'da açan çiçekler daha renkli.

Dört Mevsim'in rüya aleminde geçiyor zaman; hem coşkuyla akan hızlı bir nehir gibi hem de zamanda sabitlenmiş bir kaya parçası. Nerede ve nasıl olduğunuz tamamen nasıl hissettiğinize kalmış.

Uzun lafın kısası, bu albümü mutlaka dinleyin.

Not: Albümü neredeyse "yoktan var edip" bana ulaştıran Erol Çetinçelik'e teşekkürler. :)

Ve işte Summer 2:





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder