Pek beğendiğim bir tabir; kendisi için "Dövüş sanatları'nın Jimi Hendrix'i" demek bence çok uygun. Devrimsel, "ham" ve yaratıcı.
Yazıma konu olan belgesel I am Bruce Lee ise 2011 yapımı. Başta Bruce Lee'nin eşi Linda ve kızı Shannon olmak üzere Kobe Bryant, Ed O'Neill (Al Bundy), Mickey Rourke, Taboo (Black Eyed Peas) gibi pek çok ünlü isim karşımıza çıkıyor.
Dansçısından, dövüş sanatları ustasına, müzisyeninden oyuncusuna pek çok insanın ağzından ve meşhur tek röportajından kareler eşliğinde başından sonuna kadar hayatını izliyoruz. Ve bu belgeselin bence en önemli tarafı kendine has sesler çıkarıp burnuna dokunarak rakiplerini haşat eden bir dövüş sanatları ikonunun gerçek hayatından oldukça ilginç detaylara tanık olmamızı sağlaması.
Genç yaşta evliliği ve ailesine bağlılığı, sadece Internet'te dolaşan bir kaç alıntının çok ötesinde ve derinlikte dövüş sanatlarının felsefesine gönül vermiş olması ve muzip kişiliği bunlardan sadece bir kaçı.
İlgi çekici bulduğum başka bir detay da meymenetsiz bir ifadeyle TV izleyen kült karakter Al Bundy'i canlandıran Ed O'Neill'ın kara kuşak bir judocu olması. Mickey Rourke boksor kimliği ile karşımıza çıkıyor. Kobe Bryant'ın da dövüş sanatlarıyla ilgilendiğini bilmiyordum.
Eğer siz de garip sesler çıkartarak onun gibi dövüşmeyi denemişseniz ya da bir şekilde denk gelip defalarca filmlerini izlemişseniz bu efsaneyi tanımak adına belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
"Empty your mind, be formless. Shapeless, like water. If you put water into a cup, it becomes the cup. You put water into a bottle and it becomes the bottle. You put it in a teapot, it becomes the teapot. Now, water can flow or it can crash. Be water, my friend.”
Ek olarak en sevdiğim sahnelerinden birini paylaşayım:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder