10 Haziran 2012 Pazar

Madonna Hatırası

Konunun güncelliğini kaçırdığımın farkındayım ama öncelikle konserden sonrası gün o kadar yorgundum ki yazacak gücü bulamadım, sonra da haftasonu araya girdi; güzel de oldu. Neyse konuya dönersek:


Şu bir gerçek ki biz "şov" görmemişiz. Bilmemkaç senedir düzenli bir konser izleyicisiyim, bu şova kafa tutabilecek tek şey 2010'daki Rammstein konseriydi. (Bir de Daft Punk konserini herkes anlata anlata bitiremez, maalesef gidememiştim) Ancak benim oyum gene de Madonna'ya gidiyor; konserin yarısından fazlası pek de aşina olmadığımız (son hafta ders çalışır gibi albümü dinledim) çok da parlak olmayan parçalardan oluşmasına karşın ağzımız açık, hayranlıkla izledik kendisi ve ekibini. Ayrıca ilk dinlediğimde burun kıvırdığım parçalar şu anda kulağıma çok daha hoş geliyor, ne yalan söyleyeyim.


Madonna'nın yaklaşık 40 dakika geç çıkması giderek seyirciyi huzursuz ederken, hatta yavaştan yuhalanmaya başlamışken müthiş bir açılış mizanseni izledik. Şahsen konserin en beğendiğim kısımlarından biriydi. Madonna'nın etnik müzik sevdasının sürmesini diliyorum, adeta postmodern bir ayinin içindeydik. Havada uçan devasa bir buhurdan, cübbeli keşişler (normal keşişlerden farkı taşlı topuklu ayakkabılarıydı) ve arkada konseptle müthiş uyumlu ekranlar... Youtube'da telefonla çekilmiş görüntüler var ama DVD'si çıkarsa mutlaka edinmek lazım, hakikaten aklımda en çok o görüntüler kalmış.


Konser çeşitli mizansenlerden oluşuyordu. Madonna bir evin içinde ona saldıranları beyninden vurdu, ponpon kız oldu, Jean Paul Gaultier'in onun için tasarladığı ikonik kostümünün yeni bir versiyonuyla Vogue söyledi, hippi oldu ve bir tren yolculuğuna çıktı en son da bir parti kızı olarak herkesi coşturdu.

Bu konserin çok kısa bir özeti. Aklımda kalan diğer bir detay da "Like A Virgin"in dramatik versiyonuydu ki gerçekten etkileyiciydi. Hung Up mixini sevmedim, orijinalini tercih ederim. Revolver da epey iyiydi.


Sahne harikaydı; inip çıkan yükselen düzenekleriyle kah DJ kabini oldu, kah bir tren. En son parça Celebration'da Tetris ekranına dönüştü. Sahneyi takip etmek gerçekten kolay değildi, birden bir piyano beliriyor, adamlar kayboluyor ve yenileri geliyor; hatta havada birden yürüyen bir bando grubu bile karşımıza çıkıyordu.

Bunun dışında Madonna striptiz yapmayı da unutmadı, hatta 50.000 kişi Madonna'nın göğsünü bir saniye olsa da görmüş oldu :)


Sahne önünde hem ses hem de görsellik doruk noktasındaydı ancak okuduğum ve duyduğuma göre özellikle yukardaki tribünlerde ses çok kötüymüş, sürekli uğultu duyulmuş. Konserleri stadlar ya da Küçük Çiftlik Park'ında yapmak yerine umuyorum ki biri akıl edip de 20-30.000 kişilik özel bir konser alanı yaptırır; gerçekten lazım.


Yalnız şu bir gerçek ki gerek hafta içi olması ve uzun süre beklemenin yorgunluğu, gerek şarkıların çoğunun bilinmemesi seyircinin tepkisiz kalmasına sebep oldu. Herkes kurtlarını dökmeyi beklemiş olacak ki "Like A Prayer" sırasında ilk kez herkes dans etti ve şarkıya eşlik etti. Aralar bir kaç Holiday, La Isla Bonita vb klasik sıkıştırılsa çok daha coşkulu bir kalabalık olurdu muhtemelen.

Ve o kadar güzel geçen yaklaşık iki saate stattan çıkış işkencesi hiç yakışmadı. Tam bir felaketti, özellikle de izdiham çıktığında merdivenlerin üzerinde olayın ve kendinin resmini çekmeye çalışan gerizekalılar, size en içten dileklerimi sunuyorum.


Konseri izlerken tekrar anladım ki başta Lady Gaga olmak üzere (ki kendisini de pek severim ve umarım canlı izleme şansım olur) şimdiki "pop prensesleri"nin yaptığı pek çok şeyi Madonna 90'larda yapıp bitirmiş ve devam ediyor. (Mesela Justify My Love'un klibini izleyebilirsiniz, sene 1990) 54 yaşında bir kadının biz iki saat ayakta durup sızlanırken müthiş bir enerjiyle seyircinin karşısına çıkması gerçekten müthiş. Playback yaptı bilmemne diye kınayanları anlamıyorum, şahsen umrumda değildi; zaten Madonna da hiçbir zaman önceliği "ses" olan bir sanatçı değil, o bir "showgirl" ve en iyisi.

Not: Yazımda kullanılan fotoğraflar Bülent Bayrak'a aittir, tüm konser fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder