8 Mayıs 2013 Çarşamba

Candy Crush!

Ah evet, ben de bu batağa düştüm sevgili gönül dostları. En son Temple Run'da kafayı yemiştim. Şimdi ise birbirimize can gönderip duruyoruz.

Pek sabırlı bir insan olmadığım için seviyeler ilerledikçe sinir geliyor zaman zaman. Eski "geçiim mi abi" geleneğini kendi adıma iyi oynayan arkadaşlara "geçsene abiii" formuna dönüştürdüğüm oluyor.

Aslında işin biraz da pazarlama kısmına bakarsak oyunun emektar üç taş döndürmece Bejeweled'dan mantık açısından bir farkı yok. Ama çok daha oyuncaklı ve bir çok puzzle içeriyor. Ayrıca pek de renkli neşeli. Peki bu kadar bağımlılık yapma sebebi ne?

Bejeweled türü oyunlarda "bölüm geçme" konsepti yok. Bunda ise 300 küsür bölümü geçmek için sürekli uğraşma hali söz konusu.

Bunun dışında oyunu yaratanlar 5 can sınırı yaratarak insanların sürekli paylaşımda bulunmasını da sağlıyor. Hoş saatini ileri alanlar fake hesap açıp kendine can gönderenler de var tabii. (Daha yapmadım bunu ama niye yapmıyorum ki)


Ayrıca reklam verme konusunda çok başarılı bulduğum bir uygulama yapıyorlar şu anda. Canınız bittiğinde bir reklamı belli bir süre izlerseniz yeni can alıyorsunuz. O sırada bölüm geçme hırsıyla normalde derhal çarpıya basacağınız halde reklamı paşa paşa izliyorsunuz, süreyi de kısa tutmuşlar. E-Çift reklamı vardı mesela, ama ne kadar etkili oluyor tartışılır zira odağımda oyun olduğu için şu anda bile reklam veren sitenin adından emin değilim. Gerçi kullandıkları materyal çok uyduruktu onun da etkisi var, çarpıcı bir ürünle kullanıcıyı daha çok izlettirebilir.

Neyse esas mevzuya dönecek olursak can göndermeyi unutmayın, ve merak etmeyin karşılıksız kalmaz. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder