25 Nisan 2012 Çarşamba

Fringe S04E19 // Letters of Transit

Bu ay blogu çok boşladım ve bunun üzerine ayağımın tozuyla bir Orta Avrupa gezi yazısı yazayım dedim ki; başlıktan da gördüğünüz üzere bunu yapmak için biraz daha beklemem lazım.

Gün boyunca uykusuzluktan sürünürken şimdi gayet gözler açık bir şekilde kendi kendime "Vay be" diye söyleniyorum.

Konumuz Fringe ve bu hafta yayınlanan bölümü. Cumartesi izleyen izlemiştir, ben de az önce bitirdim ve haliyle bölümle ilgili tüm detaylar yazıda olacak.


Filmi geri saralım, malum "Geleneksel n. Fringe bu sefer iptal edilecek mi?" şenlikleri bu sene de diziler sezon finallerine yaklaştıkça gene tüm coşkusuyla kutlanmaya devam ediyor.

Kendi adıma bu bölümden sonra şunu söyleyebilirim ki, bu sezonu burada iptal edersen yakarım binanı Fox! Infested Terran olurum, "Prepare to die" derim.



Bir çok bilimkurgu distopyasına göndermeler yapan bir kısa film izledik adeta. Walter'ın ağzından "I am not a number, I am a free man" (The Prisoner) repliğini duymak güzeldi. Tabii "These aren't the droids you're looking for" ayrı bir bombaydı.

Herhalde yüz yıl geçse hala karanlık gelecek tasvirlerine ilham verecek 1984 havası bu bölüme de hakimdi, özellikle "Observer" ekibinin "We are watching you" tabelaları olsun; yeni müthiş jenerikteki baskıcı hava ayrıca etkileyiciydi. Ayrıca yer yer pek sevdiğim "Equilibrium"u andıran sahneler de vardı.

Yeni jeneriği de buradan izleyebilirsiniz:


Neyse entelliğimizi yaptık, bölüme geçelim.

Yıl 2036. Zaten daha bölümün başında 2015'te dünyanın kontrolünü Observerlar ele geçirdi ve yeni bir dikta rejimi kurdular yazısını görünce insan afallıyor. Direnen insanlar öldürülmüş, köle kıvamında "Yerliler" denen sürekli kontrol altında bir insan nüfusu bulunuyor. Bir de kimliklerini gizli tutmaya çalışan Fringe kökenli direnişçiler. Lost'tan da pek sevdiğimiz Desmond Brother bu bölümün esas oğlanı yani direniş lideri. Gene kendine yakışan pek delikanlı bir roldeydi.

Ve Walter. Kendisi ve ekibi kehribarın içinde hapsolmuş. 20 yıl geçtiğinden varlıkları bir efsane olarak biliniyor. Walter'ın kehribardan geri dönüşü, beyin hasarlı hali ve sonrasında tam bir Walternate karizmasıyla tüm zekasına kavuşmasını şahsen maç izler gibi izledim ve John Noble gene 45 dakikada oyunculuk dersi verdi. Şu adama bir Emmy vermeden dizi bitecek ya alacağınız olsun. Neyse biz seni çok seviyoruz Walter, yani Mr. Noble. Ayrıca antimadde ile bina patlatmak daha doğrusu yok etmek nasıl bir şeydir ya. Dediğim gibi, seviyorum.


Broyles gene faul bir konumdaydı Observerların adamı olarak ama diğer tüm versiyonlarının davranış biçimine bakarsak o şekeri bulan Broyles Walter'ın dönüşünü anladığından hayatı pahasına kesin onlara bir yerde yardım eder, kahramanca ölür; eminim ben.

Etta'nın Olivia ve Peter'ın kızı olduğu tabii ki çok belliydi. Gene de baba-kız kavuşunca duygulanmadım değil. Ayrıca William Bell'i bir an görünce sevindim. Güzel bir bonustu. Nina Sharp da öyle. Bu arada William Bell acaba Olivia'ya ne yaptı? (Kötü bir şey yaptı demişti Walter)

Gönül isterdi ki bizim brotherı biraz daha izleyelim ama şimdilik Peter'ı kurtarmak için kendini kehribarın içine attı, umarım çıkarırlar. Neydi bu adamın adı diye düşünüyordum, evet Henry Ian Cusick ya da öyle bir şey.


TEORİK KISIM:

Bir sonraki bölümün adı Worlds Apart. Muhtemelen David Jones'un iki evreni birbirine uyumlayıp yok etme projesi iki evren arasındaki bağlantının kaldırılması ile başarısızlığa uğrayacak. Ve bu yüzden de Foliviaların evreni kendi yoluna gidecek, (Lincoln da orada kalır bence) Walterların evren de kendi yoluna. Ancak Observerlar onların evrenini işgal edip bu bölümde gördüğümüz haline getirecek. Diğer evren de bu duruma yardım edemeyecek. Nina Sharp'ın "Dünyayı kurtardılar ama kötü sonuçları oldu" demesi bu olayla ilgili olabilir.

Bölüm boyunca Olivia'yı hiç görmedik ve kızının boynundaki kurşuna da sürekli zoom yapıldı. Gene de kızın tavırlarından Olivia'nın ölmediğini algılıyorum. Bence boynundaki kurşun sürekli göğsünden vurularak görülen September'a saplanan kurşun. Olivia'nın her gelecekte öleceğini gördüğü için muhtemelen onu kurtarmak üzere kendini feda etti.


Ve kızın ismi, Henrietta. Tanıdık geldi mi? "Henry." Malum iki evren birbirine girmeden ve Peter zaman çizgisinde silinmeden önce Peter ve Folivia'nın Henry isimli bir oğulları olmuştu. Bu sefer ise aynı isme ithafen bir kızları olduğunu görüyoruz. Bir ikiz kardeş var mıdır, yoksa bir önceki oğlanın anısına mı bu isim konmuştur bilmiyorum. Ama bu kadar demode bir ismin seçilmesinin bence başka bir mantığı yok.

Sonuç olarak bilimkurguya resmen doyduğum harika bir bölüm izledim, o kesin ki rahatça beşinci sezona gidebilir bu konuyla. Ama şahsen tüm iyi bilimkurguların Amerikada sonunu düşünürsek pek umudum yok.


Bu da gelecek hafta S04E20 "Worlds Apart" fragmanı:


Ve bölüm başında gece kulübünde çalan trip parça: (Sebastian - Dolami)



2 yorum:

  1. 20. bölümü izledin mi bilmiyorum ama öngörün çok iyiymiş. ama 19. bölümden sonra 20. bölüm beni açıkçası tatmin etmedi:) neyse ki 5. sezon garanti. umuyorum ki sonu lost gibi olmayacak:)

    YanıtlaSil
  2. Haklısın o kadar şaşaalı bir bölümden sonra 20. bölüm biraz sakindi, ama 21. bölümdeki sürpriz (gerçi 19. bölümde ilk ipucu verilse de tam anlam verememiştim şahsen) bana meksika dalgası yaptırdı. Bölümü izleyip izlemediğini bilmediğimden de temkinli konuşuyorum :)

    YanıtlaSil