27 Nisan 2012 Cuma

Müzikal Tıkanma

Şimdi dalgın dalgın "Ne dinlesem" diye düşünürken mp3 klasörlerime bakarken uzun zamandır doğru düzgün bir şeyler keşfetmediğimi fark ettim. Ki dönem dönem antin kuntin isimler, albümler ve bu bağlamda hikayelerini vs bulma süreçlerim olurdu. Epeydir depodan yiyorum özetle.

Olsa olsa arada kulağıma hoş gelen bir kaç tane parça buluyorum; ancak kalıcılıkları tartışılır. Last.fm hesabım da acı gerçeği bana gösteriyor, son yıllarda hiç olmadığım kadar kısıtlı bir alana sıkışmışım.


Şu da bir gerçek, bir zamanlar bayıla bayıla defalarca kez dinlediğim parçaları eskisi gibi dinlemek içimden gelmiyor. (Bunu yazdım ya derhal canım bu kategoriye ait bir çok parçayı dinlemek istedi)

Çok da bakınmıyorum ama karşıma da öyle çok sıkı bir albüm gelmedi son dönemlerde, arada özellikle elektronik tarzlarda iyi bir şeyler çıkabiliyor o kadar.

Düşünüyorum son zamanlarda dinlediğim en iyi albümlerden biri Daft Punk - Tron Legacy Soundtrack olmuş ki, 2011 çıkışlı bir albüm. Bu arada filmi tavsiye ederim ama müziklerini daha da çok. Elektronik ve klasik müziğin güzel bir karışımı. Ayrıca adamları Oscar'a aday dahi göstermediler, ne kadar şaşırdım.


Soundtrack demişken, daha önce yazmıştım Antonio Pinto - Senna isimli albümü de çok iyi bir örnek.

Malumunuz dubstep rüzgarı şiddetle esmeye devam ediyor (sene 2007, konumuz Burial) ama Skrillex, Deadmau5 falan beni pek açmıyor açıkçası; geçiniz.


Madem konumuz müzik, şu anda da dinlediğim ve 300 fragmanında gördüğümden beri (2006), hala baymadığım ve pek sevdiğim Nine Inch Nails - Just Like You Imagined ile yazıyı bitireyim.

Dedim ama kesmedi bir de bugün uzun süre sonra dinlemesi pek güzel gelen Constantine filminde de kullanılmış A Perfect Circle - Passive'i de paylaşalım. Epeydir de izlememiştim, filmi de izleyesim geldi şimdi.


1 yorum:

  1. Sakin ve bilmediğim şeylere yönelmeye çalışıyorum artık ben de tıkanmayı farkedip. Tıkanma ve ayrıca alışma da diyebiliriz. Rock mesela çok tahmin edilebilen bir yapı. Bayıyor artık hep aynı riffler falan.

    Yeni ana melodi bulabilen canavar gruplar da pek çıkmıyor artık. Hipsterlar tonla grup biliyor mesela, hepsi "ah hayatım kaydı, vurun beni 'furun lan beni" diyen şeyler. Mıy mıy mıy bir enstrüman, uykulu bir vokal instagram tipli klip falan al sana hipster müziği. :) Jack White fena değil mesela hala. The Dead Weather ile iyi iş çıkardı, çok yüksek sesli tabi yine. Yeni işlerini pek dinleyemedim.

    Dubstep = Tuvaleti gelmiş ama tuvalete gidemeyen, sıkışmış DJ sendromu. Böyle tanımlıyorum.

    Dave Brubeck'in Time Out albümü gibi şeyleri dinlemeye çalışıyorum son zamanlarda, bir örnek ekliyorum buraya. Sakin, anlaşılması zor olmayan şeyler var içinde. Albümün ve aşağıdaki şarkının hikayesi de ilginç gelecektir. Okumanı tavsiye ederim. Filmlerde, tvde kullanılmış zamanında, tanıdık gelebilir.

    http://grooveshark.com/s/Take+Five/3OaWiY?src=5

    YanıtlaSil